16 Mart 2010 Salı

Türkiye petrolü üzerinde yürütülen karanlık politikalar


Türkiye’nin sınır komşuları olan ülkelerde petrol kaynıyor. Irak, İran, Suriye gibi birçok ülke petrol zengini. Peki bu petrol rezervleriyle dolu ülkelerle sınır komşusu olan Türkiye’de petrol olmaması mümkün mü? Yoksa Türkiye’nin petrol kaynakları özel olarak mı çıkarılmıyor? Açılan petrol kuyuları özel olarak mı geri kapatılıyor. Şimdi Türkiye’nin petrolü üzerinde oynanan karanlık politikalara ve oyunlara bakalım.

Türkiye'deki petrol rezervlerinin ABD ve İsrail'in uzun dönem politika ve ihtiyaçları için bekletildiği ifade ediliyor. Saadet Partisi kurmaylarından Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun “Bir Başka Açıdan Kürt Sorunu” adlı kitabında, petrol alanında kilit noktada yer almış çok sayıda Masondan 33'ünün adı loca loca sıralanıyor...

Shell firmasının 20 yıl boyunca Araştırma Genel Müdürlüğü'nü yapmış olan Anthony Huge; “Ortadoğu'ya yıllarımı verdim. Bütün Amerikan petrol firmaları, Türkiye'nin bir petrol okyanusu üzerinde yüzdüğünü biliyor. Suriye, Irak, İran ve Rusya'da petrol var da Türkiye'de yok. Bu düşünülemez” diyor. Amerikalı diğer petrol uzmanları da, “Türkiye'deki petrol rezervlerinin ABD-İsrail'in uzun dönem politika ve ihtiyaçları için bekletildiğini” açıklıyorlar...

Bu bilgilere, “Bir Başka Açıdan Kürt Sorunu” adlı kitabında yer veren Saadet Partisi kurmaylarından Ömer Vehbi Hatipoğlu, özellikle “Güneydoğu'ya ilişkin İsrail planları” çerçeveli değerlendirmelerinde, İsrail'in uzantısı olan “MASON” localarının, “petrol kuruluşlarındaki hakimiyetine dikkat çekiyor. Hatipoğlu'nun kitabında, bu alanda çeşitli dönemler görev yapmış çok sayıda masonun 33'ü isim isim, loca loca sıralanıyor:

Hatipoğlu, “Bu mason ağırlığı ne anlam ifade eder?” sorusuna şu karşılığı veriyor: “Dünyadaki petrolün yüzde 63, 3'ü bu bölgededir. ABD'deki rezervlerin ömrü 12 yıl iken, Ortadoğu'daki petrol rezervinin ömrü 88 yıldır. Türkiye'de henüz petrol çıkarılmaya başlanmadığına göre, buradaki rezervin kullanım ömrü çok daha uzundur. 1 yıl sonra ABD topraklarında bir varil petrol kalmayacak. Dünya petrol tüketiminin yüzde 25'ini temsil eden ABD, Ortadoğu ülkelerinin tamamını işgal edemeyeceğine göre, bu ülkelerde jandarmalar bırakacaktır. Etnik ve mezhebi çatışmaları sürdürebildiği ölçüde, her an buraya müdahale edebilme imkanına sahiptir. Kuzey Irak'taki petroller, ‘çekiç güç' döneminde kurulan Kurt OİL ile sahiplenildi. Bunun ortakları İngilizler, ABD'liler ve Talabani çevresi idi. Bu iş daha Saddam döneminde halledildi. ABD bu yatakların kullanım hakkını 49 yıllığına aldı. Şimdi, Türkiye'deki petrol okyanusu üzerine hesaplar söz konusudur. Masonlar da, Türkiye'deki petrol sektörünün ABD-İsrail adına jandarması olmuşlardır.”

Hatipoğlu, şöyle devam etti: “Muhafazakar bir insan Amerikan çıkarlarını değil, daha çok yerli-milli çıkarları hesaba katar. ABD-İsrail çıkarlarına hizmet eden Masonluğun ve masonların, uzun yıllar ‘devletin petrol alanındaki' yapılanmalarında en etkili pozisyonlarda kalması tesadüfî değildir.”

8. Dönem Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Başkanı ve İran Enerji Bakanlığı danışmanlığını dört yıl boyunca yürüten Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Karadeniz ve Güneydoğu bölgeleri başta olmak üzere ülkemizde fazlasıyla petrol var. Kıbrıs'ta petrol yataklarının yerini ben biliyorum. Kıbrıs'la Türkiye arasındaki bölgeye Türkiye'nin araştırma gemilerini sokmuyorlar. Orada Yunan araştırma gemileri çalışıyor. Biz buralarda daha önce araştırmalar yaptık. Buralar bizim petrol beklediğimiz yerler” dedi.

Ercan, “İsrail, İngiltere ve ABD, ‘eğer biz işlemeyeceksek Türkiye'nin petrollerini, Türkler'e de işlettirmeyiz' planıyla hareket ediyorlar. ‘Nasıl olsa eninde sonunda alacağız' mantığı hakim. Türkiye'deki petrol yataklarını İsrail devletinin yarınlarına saklıyorlar” diye konuştu.

Prof. Ercan, Güneydoğu'daki mayınlı arazileri İsrail'e kiralandığını belirterek, “İsrail mayınlı arazileri temizleyerek oradaki petrol kaynaklarını işletecek. Amaç bu. Yıllardır başımıza bela edilen PKK terörünün arkasında da İsrail ve ABD'nin petrol kaynaklarımızla ilgili politikaları yatıyor. O bölgeyi sorunlu hale getirerek petrol kaynaklarımızı kullanmamızı engelliyorlar. Kurduracakları bağımsız bir Kürt devletine Güneydoğu bölgemizi de katarak, oradaki muazzam büyüklükteki petrol rezervlerini kullanmak istiyorlar” şeklinde konuştu.

Profesör Ercan, şöyle devam etti: “Türkiye'nin petrol arama ve çıkarma alanındaki beyin gücü gayet yeterli düzeydedir. Birçok büyük devlete danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu konuda yeterli insan kaynağımız var. Uzman arkadaşlarımızın çoğu petrol çıkaran ülkelerde çok önemli görevler üstleniyorlar. Bizim insan gücümüz, yurtdışı firmalarının çıkarı için çalışıyor maalesef.”

Jeoloji Mühendisi Reyhan İşeri de, “Türkiye'ye jeolojik açıdan baktığımızda petrol yatakları üzerinde olmadığını söylemek imkansızdır. Diğer taraftan dünya rezervinin yaklaşık yüzde 60'ını karşılayan bir coğrafyada bulunmamızın yanı sıra komşu ülkelere baktığımızda Suriye, İran, Irak, Azerbaycan, Gürcistan ve Bulgaristan'ın hem kendi ihtiyaçlarını karşılayıp hem de ihracatını yapmaları ve jeotektonik veriler de Türkiye'nin zengin petrol yataklarına sahip olma ihtimalini güçlendirmektedir. Nitekim TPAO'nun özellikle 2004 yılından itibaren petrol arama hamlesi neticesinde yapılan araştırmalardan elde edilen veriler de bunun bir göstergesidir” dedi.

İşeri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye'nin sahip olduğu petrol rezervinin yaklaşık 3 ila 6 bin metre derinlikte yer almasından dolayı geçmişte 5-6 bin metre derinlikte sondaj yapacak sondaj makinesinin bulunmamasından dolayı bir türlü çalışmalardan olumlu neticeler alınmamasının yanı sıra Türkiye'nin Güneydoğu'da petrol aramaları yapması özellikle 1990'lı yıllarda da bölücü terör örgütü aracılığıyla engellenmiştir. Bugün bölücü terör örgütünün arkasındaki gizli ellere baktığımızda İsrail ile ABD'nin var olduğunu gördüğümüze göre bu küresel güç engellemiştir. Nitekim bölücü terör örgütünün bölgede güvenlik sorunu oluşturmasından dolayı da birçok yabancı petrol şirketi de Türkiye'de petrol arama faaliyetlerine girişememiştir. Diğer taraftan Türkiye'de önemli görevlerde bulunmuş mason localarına üye kişileri araştırdığımızda bu şahısların petrol arama çalışmalarında bazı engeller çıkardıkları gerçeği göz ardı edilemez.”

Kilis'ten Siirt'e uzanan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Trakya'da, Ege'de, Doğu Anadolu'da, Tuz Gölü yakınında, Karadeniz ve Akdeniz'de kısaca Türkiye’nin her yerinde petrol yatakları var. Türkiye şimdiye kadar Amerika ve İsrail’in kirli oyunlarına, PKK’nın bölgeyi elinde tutmasına yenik düştü. Fakat önümüzdeki günlerde Türkiye bu konudaki engelleri aşacaktır. Türkiye’nin petrollerinin çıkarılmasının da belli bir vakti vardır. Fakat bu petroller çıkarıldığında hiç de onların ümit ettiği gibi Amerika ve İsrail’in kullanımına sunulmayacaktır. Çünkü Amerika ve İsrail ne kadar desteklerlerse desteklesinler yıllardır PKK ile savaşan Türkiye’yi bölemeyecekler, Türk topraklarında asla bir Kürt devleti kuramayacaklardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder