18 Mart 2010 Perşembe

Atatürk’ün dinimizle ilgili bilinmeyen sözleri


Bugüne kadar Atatürk’ün dindar yönü hiç dile getirilmedi. Oysa Atatürk her fırsatta Kuran okutmak için hafızları çağıran, Allah’tan güç bulduğunu söyleyen, peygamberimize övgüler yağdıran biriydi. Kuran’ın insanlar tarafından anlaşılarak okunması için ilk tefsirini Elmalı Hamdi’ye o yaptırmıştı. Oldukça iyi Kuran bilgisine sahipti, sürekli yanına hocaları çağırtıp sorular sorardı. Atatürk’ün dindar yönünün dışında bildiğiniz gibi vasiyeti de bizlerden saklanıyor. Atatürk vasiyetinde İslam ülkelerinin birleşeceğini gördüğünü, hatta bu devletlerden her birinin bu birliğe başkanlık edebileceğini söylemiş. Fakat Türk halkının bu vasiyeti öğrenmeye henüz hazır olmadığı söylenerek vasiyet kapatıldı ve böyle bir vasiyetin olmadığı söylemleri yayıldı.

Atatürk’ün samimi bir dindar olduğunu şu aşağıda bildirdiğim sözlerinden ve kendisine yakın kişilerin sözlerinden rahatlıkla anlayabilirsiniz. Kendisi ölmeden çok kısa bir süre önce Türk halkını peygamberin yolunu izlemeye davet etmiştir. Herkesin bu sözleri bilmeye hakkı var diye düşünüyorum:

Atatürk’ün samimi dindar olduğunu gösteren sözleri

**Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

**Biz ne Bolşevikiz, ne de Komünist: Ne biri, ne diğeri olamayız. Türkler milliyetperver ve dinlerine hürmetkar bir millettir. Bizim hükümet şeklimiz tam bir Demokrat Hükümetidir.

**Mustafa Kemal’in Cumhurbaşkanı seçildikten sonra TBMM’ye teşekkür konuşmasını şu şekilde bitiriyor:

Ancak böylelikle ve Allah’ın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri iyi bir biçimde yapabileceğimi umarım.

**"Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, sf. 66)

**"Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, sf.4)

**Hangi şey ki akla, mantığa halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, İslam`ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın. O şey dinidir. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı.

**Bazı kimseler çağdaş olmayı kafir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslamların kafirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Her fert din ve diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası mekteptir. Fakat nasıl ki her hususta yüksek mektep ve ihtisas sahipleri yetiştirmek lazımsa, dinimizin hakikatini tetkik, tetebbu ilmi ve fenni kudretine sahip olacak güzide ve hakiki ulema yetiştirecek yüksek müesseselere sahip olmalıyız.

**Tanrı, dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu kadar güzellikleri insanlar yararlansın varlık ve bolluk içinde olsun diye yaratmıştır. En çok derecede yararlanabilmek için de bugün evrenden esirgediği zekayı, aklı insanlara vermiştir.

**Ezan ve Kuran`ı Türklerden başka hiçbir Müslüman ulus bu kadar güzel okuyamaz.

**Kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslam`ın mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hiristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. `Düşmanlarımız, bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklamamızı ve çöküşümüzü buna bağlıyorlar; bu bir hatadır. Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, Müslüman erkekle, Müslüman kadının beraberce din öğrenerek eğitilmesidir. Kadın ve erkek bu ilim ve eğitimi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak zorundadır.

**`Beyler, hiçbir ulus, yabancıların inanç ve geleneklerine ulusumuzdan çok uygun davranmamıştır. Üstelik denilebilir ki başka dinlerden olanların dinine ve ulusuna saygılı olan tek ulus bizim ulusumuzdur. Bizim dinimiz ulusumuza hakir, miskin ve aşağı olmayı öğütlemez.

**Atatürk Hafız Yaşar`ı sever ve çok beğenirdi. Bazı zamanlar `Hafızı çağırın` derdi. Salonda Hafız Yaşar`ın makamı ile okuduğu Kuran-ı Kerim surelerini huşu ile dinlerken gözlerinden yaş aktığına ve bu gözyaşlarını, beyaz keten mendili ile sildiğine şahit olunmuştur. Atatürk bazı kereler çalışırken okuduğu tefsirlerin çok tesirinde kalırdı ve de `Hey büyük Allah’ım... Kuran`a inanmayan káfirdir, bize nasıl yol gösteriyor? Bunları tüm dünyaya okutmalıyız` diye söylenirdi. Sonra o an yanındakilere `Okurken ruhum coşuyor, size de oluyor mu?` diye sorardı ama o anlarda gözleri hafifçe dalar ve kızarırdı.

**Uhud Savaşında Hazreti Resulullah düşmana yalnız gitti; neyine güveniyordu? Neye sığınıyordu? Allah`a değil mi? Ben de Allah`a sığınıyorum.

Uhud Savaşı`nın planını çizdikten sonra İnönü`ye dönerek şöyle devam etmiştir `Bir komutan olarak bak bakalım bundan daha mükemmel bir savaş yapabilir miydin?` `...Hz. Muhammed`in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim...` Yakın arkadaşlarından Hafız Yaşar Okur, Atatürk`ün Peygamber Efendimiz`den her zaman büyük takdirlerle bahsettiğini ve O`nun yaşadığı yıllar için hep `Hz. Peygamber`in zaman-ı saadetlerinde...` şeklinde saygı ifadeleri kullandığını aktarmıştır. O yoklukta ve mahrumiyette, o cehalette, yoktan var ederek bir devlet kurmak kolay iş değildir ama Hz. Muhammed o zoru başarmıştır.

**Hz. Muhammed`in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeye mecburdurlar.

**Atatürk`ün Uşağı Cemal Granda Anlatıyor: İnanışı samimiydi. Allah`a inanıyordu. Öyle ‘Allah` derdi ki yalnız kalınca, O`nun gibi kimse diyemez. Herkes çekilip yapayalnız kalınca gökyüzüne bakar, kendi kendine `Allah` derdi. Böyle güzel ‘Allah` diyen adam yoktur.

1 yorum:

  1. Hiçbir başarı yoktur ki temelini inanca dayamamış olsun.not:Alıntıdır.Ayrıca bakınız:Çin bu piramitleri saklıyor.Google da ara.

    YanıtlaSil