16 Mart 2010 Salı

Arı kovanındaki mükemmel organizasyon tesadüfen oluşamaz


Hiç milyonlarca arının bir araya gelip mükemmel bir yapıyla oluşturdukları kovanları gördünüz mü? Milyonlarca arı tam olarak görevini biliyor, işçi arılar durmadan çalışıyorlar, yavru arıları arı sütüyle besliyorlar, kraliçe arıya hizmet ediyorlar. Kovan en çok bal alabilecek şekilde kusursuz altıgenlerden oluşuyor ve tek bir tanesi bozuk değil, tek bir tanesi çarpık değil. Buradaki muazzam mükemmelliği görebiliyor musunuz? İşçi arılar milyonlarca yavru arıdan hiçbirini beslemeyi unutmuyorlar. Büyüyenlere ayrı daha küçüklere ayrı besin taşıyorlar. Bu milyonlarca arıyı tek tek tanımaları, hiç şaşırmamaları demek. Ve en inanılmaz olanı arılar daha doğar doğmaz ne yapacaklarını bilip, işlerini sonuna kadar yapıyorlar. Tek bir arı bile isyan etmiyor, bugün çalışmayacağım demiyor, kovandaki düzeni bozmuyor.

Bildiğiniz gibi milyonlarca arı farklı uçlardan başlayıp mükemmel bir kovan yapıyorlar. Şimdi milyonlarca insan değil, 30-40 insan düşünün, hepsi farklı uçlardan başlayıp bu tamamen aynı olan altıgenleri tam ortada birleştiremezler. İşte bu arılardaki olağanüstü yetenek Allah tarafından muhteşem bir yaratılışı gösteriyor. Kovandaki bu mükemmel organizasyon, olağanüstü çalışkanlık, fedakarlık asla evrimle açıklanamaz. Tüm hayatını arıların hayatını incelemeye adamış bir bilim adamı olan Karl Von Frisch, arıların birbirlerine çiçek tozlarını göstermek için sekiz çizerek yaptıkları dansı bulması neticesinde Nobel Ödülü ile ödüllendirilmiştir. Ki bu arının harika yönlerinin sadece bir tanesidir.

Arı sadece kendine ilham edileni yapar, bunun dışına asla çıkamaz. Kovan içindeki nem miktarını sabit tutar. Çünkü kovan içindeki nem oranının hassas bir dengesi vardır ve bu denge, arıların yaşamlarını sürdürmelerinde ve bal üretimlerinde çok önemli bir yer tutar. Üretilen bala koruyucu özellik kazandıran kovan içindeki nemdir. Nem oranının daima belli bir sınırda tutulması gerekir. Kovanın içindeki nemin normalin altında veya üstünde olması durumunda bal, hem besleyici hem de koruyucu özelliğini kaybeder, yani bozulur. Aynı şekilde kovanın ısısı da on ay süresince tam 320C olmak zorundadır. Bu hayati önemdeki iş için arılardan bazıları 'vantilatör grubu' olarak çalışırlar.

Arıların balın bozulmaması için gösterdikleri çaba sadece ısı ve nem ayarı ile sınırlı değildir. Kovanda, bakteri üremesine neden olan bütün olayları da kontrol altında tutmak için mükemmel bir sağlık sistemi çalıştırılır. Bu sistem ilk olarak bakteri üremesi ihtimali olan maddelerin ortadan kaldırılmasını hedefler. Sağlık sisteminin ana prensibi yabancı maddelerin kovana girmesini engellemektir. Bu nedenle kovanın girişinde daima iki nöbetçi bulundurulur. Bu tedbire rağmen içeri yabancı bir böcek ya da cisim girerse, bunun en kısa zamanda kovandan uzaklaştırılması için arılar seferber olurlar ve bunu hemen dışarı atarlar.

Kovan dışına atılamayacak büyüklükteki yabancı cisimler için ise başka bir korunma mekanizması devreye girer: Arılar bu yabancı cisimleri "mumyalar"lar. Arılar böyle durumlar için "propolis (arı reçinesi)" adı verilen bir madde üretir ve bununla mumyalama işlemini gerçekleştirirler. Çam, kavak, akasya gibi ağaçlardan toplanan reçinelere bazı özel salgılar eklenerek üretilen arı reçinesi kovan içindeki çatlakların onarılmasında da kullanılır. Arıların çatlak üzerine sürdüğü reçine, hava ile temasa geçtiğinde kuruyarak sert bir yüzey oluşturur, böylece her türlü dış etkiyi engeller.

Küçücük bir arı mumyalamayı nerden bilir? Küçücük bir arı dans ederek diğer arılara çiçek tozlarının yerini nasıl haber verir? Küçücük bir arı kendi canı pahasına kovanı nasıl korur? Küçücük bir arı neden durmadan çalışarak kendi ihtiyacından kat kat fazla bal üretir? Bütün bu soruların aslında tek bir cevabı vardır, bu cevap da bütün soruları çok net bir şekilde açıklar. Arı sadece Allah’ın ilhamıyla hareket eder, o yüzden bu kadar akıllı ve kusursuzdur, yoksa küçücük bir canlının bütün bu işleri akletmesi kesinlikle imkansızdır.


www.evrimicokertensiteler.com
www.evrimteorisi.info

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder