18 Mart 2010 Perşembe
Darwinistler cevaplasınlar bakalım -2
Daha önce yazdığım ‘Darwinistler Cevaplasınlar Bakalım-1’ adlı yazıma tahmin edeceğiniz gibi Darwinistlerden tek bir cevap bile gelmedi. Oysa süre oldukça boldu ve çok geniş kaynaklardan araştırma yapıp sorularımı cevaplamalarını istemiştim. Uzun süredir beklememe rağmen tek bir yanıt gelmemesi evrimcilerin bu muhteşem yaratılış örnekleri ve komplekslik karşısında çaresiz kaldıklarını gösteriyor. Evrimciler mükemmel yaratılmış canlıları, hepsinin bedeninde oluşan son derece üstün çalışma tekniklerine sahip organları görmezden geliyorlar. Bir fosil bulup, işte insanın atasını bulduk diye oradan oraya koşturmaya başlıyorlar. Oysa buldukları fosiller sadece soyu tükenmiş mükemmel canlılara ait.
Şimdi Darwinistlerin ilk yazımda sorduğum soruları hala araştırdıklarını düşünerek yeni sorularımıza geçelim ve onlara biraz daha süre tanıyalım. Gerçi ne kadar süreleri olursa olsun Allah’ın mükemmel yaratışını evrim teorisinin izahlarıyla açıklayamazlar. Şimdi biraz da bu sorular üzerinde çalışıp öğrensinler:
1. Arkeolojik bulgular neticesinde elde edilen 100 bin yıllık metal kap kalıntısı, 2.8 milyar yıllık metal küreler, 300 milyon yıllık olduğu tahmin edilen demir çömlek, 27 bin yıllık kil parçaları üzerinde bulunan tekstil kalıntıları, magnezyum, platinyum gibi Avrupa'da birkaç yüzyıl önce eritilmesi başarılan metallerin bin yıllık kalıntılardaki izleri gibi sayısız buluntu evrimcilerin iddia ettiği "ilk çağ dönemleri" iddiasını ortadan kaldırır. Darwinistler bu arkeolojik kazıları açıklayamazlar.
2. Darwinistler, bitkilerin dış yüzeylerinin odunsu ve kuru maddeyle kaplı olmasına rağmen, suyu pompalama mekanizmaları sayesinde bünyelerinden tonlarca su geçirebilmelerini ve bu mekanizmanın yokluğunda yeryüzündeki yaşamın devamı olamayacağını düşünmezler.
3. Darwinistler, soğuk iklim koşullarında yaşayan ağaçların yapraklarının üzerlerinin mum benzeri bir madde ile kaplı olmasını ve bu yüzden yaprakların su kaybetmeden yaşamlarını sürdürebilmelerinin kör tesadüflerle izah edilemeyeceğini düşünmezler.
4. Darwinistler, pupa evresindeyken kozanın içindeki arının kullanacağı özel yapılı kanatların, yapacağı işlere uygun yapıdaki gözlerinin, düşmanları için kullanacağı iğnesinin, salgı bezlerinin, balmumu üretmesini sağlayacak mekanizmasının ve üreme sisteminin, polen toplamaya yarayan tüylerinin, kısacası bütün vücut sistemlerinin eksiksiz olarak geliştiğini ve tüm bu özelliklerin geliştiği üç haftanın sonunda arının kozadan çıkmaya hazır olduğunu düşünmezler.
5. Darwinistler, çınar ağaçlarının bünyelerinde barındırdıkları zehiri, kendilerine zarar vermeden, bulundukları topraktaki yabani otlardan korunmak için toprağa aktarmalarındaki üstün ve akılcı sistemin tesadüfen asla oluşamayacağını düşünmezler.
6. Darwinistler, vücudumuzda bulunan yaklaşık iki yüz çeşit hücrenin içindeki tüm proteinlerin yapısında ve şeklinde hiçbir hatanın olmadığını ve her bir proteinin kendi yapacağı görevi eksiksiz şekilde bildiğini, bunun hiçbir şekilde tesadüfen olamayacağını düşünmezler.
7. Darwinistler, hücre içinde üretilen tüm proteinlerin, kullanılacağı zamana kadar depolanacakları yerlere özel yöntemlerle taşındıklarını; hücre dışına gönderilecek proteinlerin, enerji üretmekten sorumlu organel olan mitokondride kullanılacak proteinlerin veya çekirdekte kullanılacak proteinlerin hep farklı mekanizmalar kullanılarak görev yerlerine gönderildiklerini düşünmezler.
8. Darwinistler, protein üretiminin yapılabilmesi için DNA molekülünün merdiven şeklindeki kollarının açılması gerektiğini, RNA polimeraz enziminin gerçekleştirdiği bir ayrılma sırasında özel bir enzimin de açılmış olan sarmalın iki ucunu tutarak sürtünmeye engel olduğunu, başka özel enzimlerin sarmalların birbirlerine dolaşmasını engellediğini ve daha pek çok enzimin devreye girdiği bu kopyalama işleminin her safhasında bilinç hakim olduğunu düşünmezler.
9. Darwinistler, insülin proteininin vücuttaki şeker fazlasını depolama emrini verdiğini ve böylelikle gerektiği anda kanda ve depoda şeker bulunduğunu, aksi takdirde hücrenin şeker ihtiyacı karşılanamadığında ölümün kaçınılmaz olduğunu düşünmezler.
10. Darwinistler, tek bir tane tohumun, bir süre sonra kendi kendine 4-5 metre uzunluğunda yüzlerce kilo ağırlığında dev bir ağaç haline gelişini ve bunun aşamalı evrim senaryolarının hiçbiri ile açıklanamadığını düşünmezler.
11. Darwinistler, Zanonia bitkisinin havada uçan tohumlarının ağırlık merkezinin son derece eşit ölçülerde dengelendiğini, bu özel dengeye göre tohumların uzak noktalara da fırlatılabildiğini ve bu özel tasarımın hiçbir şekilde tesadüflerle meydana gelemeyeceğini düşünmezler.
12. Darwinistler, Arktik tundralarındaki Lupin bitkisinin, hava tahmini yaparak eğer şartlar olumsuzsa çimlenmediğini ve toprak altında bir nevi uykuya geçerek havaların düzelmesini beklediğini, uygun ortam gelene kadar gerekirse yüzlerce yıl bekleyerek kaldıkları yerden gelişmeye devam ettiklerini düşünmezler.
Hepinizin anladığı gibi burada verdiğim ayrıntılar kainatta yaratılan olağanüstü detayların çok çok küçük bir kısmıdır. Evrimcilerin değil bu sorulara, tek bir proteinde yaratılan olağanüstü detaylara verebilecek cevabı bile yoktur. Onlar bir dogmaya saplanıp kalmakta ısrar ettiklerinden aklı ve vicdanı açık insanların Allah’ın sanatını, gücünü ve kudretini açıkça görmeleri için bu detayları anlatıyorum…
Kaynak: http://www.evrimteorisi.info/
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder