18 Mart 2010 Perşembe

Bir yaratılış harikası: Mantis böcekleri


İnsan kulağı 20.000 hertzden daha yüksek sesleri iki kulağı olduğu halde duyamaz. Fakat oldukça ilginç bir gerçek vardır: Mantis böceği 20.000 hertzden daha yüksek sesleri duyabilir! Üstelik sahip olduğu tek kulakla... Bu tek kulak, başka hiçbir canlıda olmayan üstün bir duyma yeteneğine sahiptir. Aynı zamanda çok özel bir kamuflaj yeteneğine sahip olan mantis böceği sahip olduğu bu özellikle bilim adamlarını bir kez daha Allah’ın sanatına ve kudretine hayran bırakmıştır.

Uzun yıllardan beri canlılardaki ses ve işitme sistemlerini inceleyen Maryland Üniversitesi nörologlarından Dr. David Yager, bir doktora öğrencisiyken “mantis” isimli bir böceğin başka hiçbir canlıda bulunmayan özel bir işitme sistemi bulunduğunu ortaya çıkardı. Bilim adamının böcek üzerinde gerçekleştirdiği son deneyler ise, canlının işitme sisteminin kompleksliğinin düşünülenden kat kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Mantis Böceklerinin Kulakları Neden Özeldir?

Mantisler, tek bir kulağa sahip böceklerdir. Bu tek kulak, böceğin göğsünde, bacak çıkıntılarının arasında yer alır. Canlı, kulağı sayesinde insanın duyamayacağı, 20.000 hertzden büyük frekanslı sesleri duyabilir. Başka hiçbir canlıda olmayan bu işitme yeteneğini Allah her şeye güç yetirdiğini ve hiçbir şeyi yaratmak için sebebe ihtiyaç duymadığını göstermek için tek kulaklı bir canlıya vermiştir. Bildiğimiz birçok canlı, insanlar da dahil çift kulaklıdır. Ancak hiçbiri, mantis böceğinin sahip olduğu duyma yeteneğine sahip değildir.

Yüksek Teknoloji ile Donatılmış Savaş Pilotları

Mantis böceğinin bu kadar iyi duyması tehlikelere karşı çok güçlü bir erken uyarı sistemidir. Bu ultrasonik kulak, özellikle yarasalara karşı etkili bir koruma oluşturur. Yarasalar, çevrelerine ses dalgaları gönderirler. Çevredeki cisimlere çarparak yarasaya geri dönen dalgalar bir tür ultrasonik radar görevi görür. Yönlerini bulmada ve avlarını aramada bu ultrasonik radar son derece etkilidir. Bu radar sayesinde hareketli canlıların konumu yarasa tarafından kolaylıkla belirlenir.

Mantisler de benzer bir ultrasonik sistemle donatılmıştır ve etrafta bir yarasa olduğunu bu ultrasonik radarları sayesinde kolayca fark ederler. Yarasa ve mantis, birbirlerinin hareketlerini radarlarında izleyebilen yüksek teknoloji ile donatılmış savaş pilotları gibidir.

Bu üstün özelliklere sahip iki hayvanın savaşını inceleyen bilim adamları, mantise saldıran bir yarasanın, böceğe yaklaştıkça sıklığı giderek artan sinyaller yaydığını fark ettiler. Mantisin ise hızla yaklaşan tehlikeye rağmen, yarasadan gelen ultrasonik sinyaller belli bir sıklığa ulaşıncaya kadar konumunu muhafaza ettiğini gözlemlediler. Her ikisinin havada bulunduğu ve yarasanın mantise artık çarpmak üzere olduğu anda mantis aniden bulunduğu yerden aşağıya doğru bir hamle yaparak zor bir pike dalışı ile yarasanın saldırısını bertaraf ediyordu. Bu ani manevra, arkadan yaklaşan bir savaş uçağından kaçmak isteyen pilotun yaptığı manevraya benzemekteydi.

Mantis hızla aşağıya inerken havada dönerek spiraller çizmekte, yere çarpmadan az önce dengesini kurarak, uçmasına devam etmekteydi. Yarasanın dar manevra kabiliyeti mantis böceğini aşağı doğru kovalamasını engelliyordu.

Bunu gözlemleyen bilim adamları, mantisin nasıl olup da bu ani dalış hamlesini gerçekleştirdiğini araştırdılar. İşitme ve sinir sistemlerinde neler olup bittiğini anlayabilmek için böceğin sinir hücrelerine elektrotlar bağladılar. Laboratuvarda kafasına elektrotlar yerleştirilmiş mantisi tavandan sarkıttılar ve bir yarasayı serbest bıraktılar. Hazırladıkları elektrot düzenekle, mantisin işitme organından beynine giden sinyalleri ölçtüler.

Çarpmaya 300 Milisaniye Kala…

Sinyal kayıtlarını inceleyen bilim adamları şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştılar. Buna göre yarasa mantise çarpmadan sadece 300 milisaniye önce (milisaniye saniyenin binde biridir), işitme siniri devreden çıkıyor ve kulaktan beyne gönderilen sinyaller aniden kesiliyordu. Sinyallerin aniden kesilmesiyle birlikte mantis dalışa geçiyor ve av olmaktan kurtuluyordu.

Mantis böceği, bu zorlu pikeyi yaparken yarasanın aynı hareketi yaparak peşinden gelemeyeceğini biliyor gibi davranmaktadır. Ancak mantis böceğinin, bu incelemeyi yapan bilim adamlarının sahip oldukları teknoloji ve imkanlara sahip olamayacağı düşünülürse, bu bilgiye sahip olması mümkün değildir. Bu da bize açıkça her canlı gibi mantis böceğinin de, bu davranışı herşeyin Hakimi olan Allah’ın ilhamıyla yaptığını göstermektedir.

Mantisin hiçbir canlıda bulunmayan ultrasonik kulağı, mükemmel bir yaratılış delilidir. Dışarıdan gelen ses dalgalarını elektrik sinyallerine çeviren kulak, bu sinyalleri beyne ileten sinir hücreleri ve beyin, sistemin uyum içinde çalışmasını sağlar.

Böceğin sahip olduğu sistemin çalışabilmesi için tüm organlar, aynı anda kusursuz olarak ve birbirlerine uygun şekilde var olmalıdır. Bunların herhangi birinin eksikliği durumunda sistemin çalışması mümkün değildir.

Mantis Böceğinin Kamuflaj Yeteneği

Mantis böceği sahip olduğu ultrasonik kulak sayesinde düşmanlarından korunduğu gibi bu üstün özelliği avlanmak için de kullanmaktadır. Minik böceklerle beslenen mantisler, avlayacakları canlıların kendilerinden ne kadar uzakta olduğunu da kulakları sayesinde tespit etmektedirler. Hareketsiz bir şekilde yaprağın içine kamufle olan mantisler avları yaklaşınca ani bir hareketle onları yakalarlar.

Süslü dış görünümleri nedeniyle ormanların sahte çiçekleri olarak da bilinirler. Örneğin Hymenopus Mantis türü alt kollarını açar ve çiçeğin taç şeklindeki yapraklarını taklit etmek için oval kuyruk bölümünü havaya kaldırır. Bu sayede üzerinde bulunduğu çiçekten asla ayırt edilemez.

Açıkça görebileceğiniz gibi Mantis yaratılış harikası bir canlıdır. Böyle küçük bir canlının sesleri mükemmel şekilde duyması ve kamuflaj ustası olması evrimle ve tesadüflerle meydana gelemez. Aklı ve vicdanıyla düşünen tüm insanların bu mükemmel canlıların arkasında Allah’ın muhteşem aklını ve yaratış sanatını görebileceğini düşünüyorum.

www.bocekmucizesi.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder