24 Mart 2010 Çarşamba

Size kanser teşhisi konduğunda…



İnsanın gözüyle hiçbir zaman göremeyeceği, günlük hayatta farkında bile olmadığı herhangi bir organındaki herhangi bir hücre... Bu hücre diğer trilyonlarca arkadaşıyla uyum içinde yaşarken, birden ne olduğu bilinmeyen bir şey olur ve yapmaması gereken bir şeyi yapmaya başlarsa ne olur? Bu küçük canlı o güne kadar 24 saat görevini yaparken, bölünmemesi gereken bir anda birdenbire bölünmeye başlarsa ve durmaksızın çoğalmaya devam ederse ne olur? İşte, hiç farkında olunmayan o küçük canlı, bu işlem sonucunda milyonlarca insanın hayatının sona ermesine sebep olan kanser hücresini meydana getirir.

Kanser Nedir?

En genel tanımıyla, hücre tarafından ortaya konan ve sebebi henüz anlaşılamamış anormal bir davranıştır. Bu anormal davranış, bedenin herhangi bir yerinde, herhangi bir hücrede ve herhangi bir zamanda aniden başlayabilir.

Normal Hücrelerden Hızlı Çoğalırlar…

Kanser hücreleri, komşuları olan normal hücrelere göre daha hızlı çoğalırlar. Normal hücrelerin büyüme evreleri vardır ve hücreler, yetişkinliğe ulaşınca büyümeleri durur. Kanser hücreleri ise besin kaynağı buldukları sürece, hiçbir zaman bölünmeyi durdurmazlar. İlk akla gelen soru ise kanser hücrelerini normal hücrelerden ayıran en temel fark olan bu durumun, nasıl olup da birden ortaya çıktığıdır.

Kanserli Hücre Nasıl Anlaşılır?

Kanserli hücrelerin etraflarındaki hücrelerle her zamanki ilişkilerinde bir değişiklik olur. Eskisinden daha bağımsız, asi ve diğer hücrelerle uyumlu olmaktan çıkıp kendi başlarına hareket etmeye yani "bencil", hatta "kötü komşu" davranışı sergilemeye başlarlar. Örneğin hücre yapışkanlığını yitirirler. Bu yapışkanlık, gelişmenin en önemli faktörlerinden biridir; bölünen hücreler yüzeylerindeki özel proteinler sayesinde komşularıyla birbirlerine yapışma eğilimi gösterirler. Normal hücrelerin bu temel niteliğinin kaybolması, habis büyümeye diğer bir deyişle kansere yol açan önemli bir unsurdur.

Kanser Hücreleri Nasıl Organize Olurlar?

Yukarıdaki iki özelliğin birleşmesi; yani hücre bölünmesinin artan hızı ile birlikte, hücre yapışkanlığının kaybolması öldürücüdür. Bu durum, yeni ve uyumsuz, garip bir dokunun, doğduğu noktadan hızla yayılarak büyümesi demektir.
Ayrıca kanserli hücreler "metastaz" da yapabilirler, başka bir deyişle kan dolaşımıyla bedenin başka yerlerine gidip, orada yeni kanserli koloniler oluşturabilirler. Zamanla bu habis hücreler, içinde doğdukları bedeni öldürürler.

Kontrolden Çıkan Hücreler

Normal hücrelerde bölünme programını durduran sınırlamalar ve yasaklar vardır. Hücre bölünmesinin yasaklanması, hücreler belli bir boşluğu doldurduklarında veya önceden belirlenmiş bir toplam kütleye eriştiklerinde ortaya çıkar.
Bölünme programını durduran sınırların ne olduğu, nasıl çalıştığı, bölünmenin başlangıç ve bitiş emirlerini neyin verdiği, tıbben halen bilinmemektedir. Bilinen tek şey, bu yasaklamaların kalkmasının, kanserin başladığı anlamına geldiğidir.
Allah'ın kanser gibi bir hastalığı yaratmasının ardında kuşkusuz önemli hikmetler ve bir amaç vardır. Allah, yarattığı sistemde en ufak bir değişiklik olduğunda bunun nasıl sonuçlar vereceğini kanser ile göstermekte, insanlara aciz birer varlık olduklarını düşündürmektedir.

Kanserli Hücreler Nasıl Beslenir?

Kanserli hücreler besin buldukça, sınır tanımaz çoğalmalarını sürdürürler. Besinlerinin kaynağını da içinde yaşadıkları beden oluşturur. Vücutta 100 trilyon hücreyi besleyen dolaşım sistemi, yani kan, kanserli hücrelere de ihtiyaçları olan besini götürür.

Sağlıklı akciğerler, içlerinden kolaylıkla hava geçebilen temiz solunum borularına sahiptir. Sağlıklı olduklarında akciğerlerin küçük alveolleri tüm oksijen ihtiyacını karşılayabilir ve tüm karbondioksit yükünü boşaltabilirler.
Sağlıklı akciğerlerin içindeki silia (solunum yolları yüzeyini kaplayan sivri uçlu kamçılar), kas tabakasının yutağa doğru hareket etmesinin devamlılığını sağlamak için sürekli ve şiddetli bir şekilde atarlar. Kanser akciğeri istila ettiğinde ise, silia zayıflar.
Kanser hücreleri, bütün akciğer hücrelerinin normal işleyişine müdahale eder. Normal hücrelerden daha hızlı çoğaldıkları için de kısa bir süre sonra, kanser hücreleri sağlıklı hücrelerden sayıca daha fazla olurlar. Çok geçmeden normal hücreler zayıflar ve akciğer dokusunu sağlıklı tutan faaliyetlerini daha fazla sürdüremez hale gelirler.
Kanserli Hücreler, Kan Damarlarını Çoğalmaya Zorlar

Kanserli hücrelerin hızla çoğalmasıyla, mevcut damarlar, bu durmaksızın besin isteyen hücreleri beslemek konusunda yetersiz kalırlar. Ama kanser hücreleri bu engeli de aşarlar. Yakınlarındaki damar hücrelerini yeni kan damarları üretmeye zorlarlar. Kan damarları böylece kanser kütlesinin içine kadar uzar ve kanser hücreleri yeniden bölünmeye başlar.

Kan damarları büyüyüp daha çok besin taşıdıkça, kanser kütlesi de giderek büyür. Yapılan araştırmalar kanserli hücrelerin, kan damarlarının büyümesine neden olan bir sıvı salgıladıklarını göstermektedir. Bu salgının ne olduğu, özellikleri ve hücreleri ne şekilde etkilediği tıbben tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Kanserli hücrelerin salgıladıkları ve kan damarlarının büyümesine neden olan sıvının tıbben açıklığa kavuşamamış olması, gerçekten de son derece dikkat çekici bir durumdur. Kanserli bir hücre yaşamını devam ettirmek için, modern teknolojiyle sentezlenemeyen, hatta ne olduğu bile bir türlü çözülemeyen bir maddeyi üretmektedir. Böylece damar hücrelerini etkileyerek kendisine besin taşıyacak yeni damarlar yaptırmaktadır.

Kimya Uzmanı Kanserli Hücreler

Kanserli hücrenin kan damarlarının büyümesine neden olan sıvıyı "kendi başına" salgılayabilmesi için; damar hücresinin üreme mekanizmalarındaki sırları çözmüş olması, bu bilgiler doğrultusunda ürettiği sıvıyla damar hücrelerini harekete geçirmesi ve kendisine hizmet ettirmesi gerekmektedir.

Unutulmaması Gereken Önemli Bir Nokta !!!

Vücuttaki kanseri başlatan ilk hastalıklı hücre de aslında doğuştan kanserli bir hücre değildir. Normal görünümde iken, hücre birden ne olduğunu bilmediğimiz bir emir ile bozulmaya uğrar ve bir kanser hücresi haline gelir.

Allah'ın İnsanlara Lütfu: Sağlıklı Bir Beden

Kanserli hücrelerle ilgili tüm bu gerçekler de göstermektedir ki; sağlık, özel bir yaratılışın sonucudur, Allah'ın insanlara sunduğu bir nimettir. Bunun karşılığında ise Allah'a şükretmek gerekir. Zira Allah, dilediği zaman sağlığı kolaylıkla geri alabileceğini, vücudun bilinmeyen bir noktasında ölümcül bir hastalık yaratabileceğini bize örnekleriyle göstermektedir.

İnsanın yapması gereken, kendisini yoktan var eden ve sağlık verip, onu "düzgün bir insan kılan" (Kehf Suresi, 37) Allah'a şükretmektir. İnsan hastalandığında ise, hastalığın da sağlığın da Rabbimiz'den olduğunu bilmeli ve Hz. İbrahim gibi, "Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur" (Şuara Suresi, 80) diyerek Allah'tan yardım dilemelidir.
Kanser ve Mutasyon


Bir hücrenin bu önüne geçilmez özellikleri kazanmasının ne gibi bir nedeni olabilir? Bu henüz bilinmiyor. Dönüşümün tetiğini neyin çektiği de büyük bir soru. Ama bedende kanserin başlama biçimi ile ilgili olarak elde edilen bazı bulgular, akla mutasyonu, başka bir deyişle bir tek hücrenin DNA'sındaki bir değişimi getiriyor.

Kanseri, mutasyon ile ilişkilendiren bu bulgular şöyle;

Kanser, her zaman bir tek hücredeki ani bir değişmeyle başlıyor.
Hücre bir defa hastalanınca, ondan üreyenlerin hepsi hastalıklı oluyor. Yani, kötü özellik hücreden hücreye geçiyor. Kanserli hücreler, görünen o ki, kendilerinden üredikleri normal hücrelere göre daha dayanıklı oluyor ve hayatta kalmak için avantaj elde ediyorlar. Kanser yapan maddelerin çoğu, örneğin kimyasal maddeler, x-ışınları ve ultraviyole ışınları, aynı zamanda mutasyona da neden oluyorlar. Dolayısıyla, kanserin en muhtemel nedeni, DNA'daki bir değişme, yani mutasyon. Kuşkusuz bunun tersini de söylemek mümkün; yani DNA'da değişiklik yaratan bir mutasyon, insanın kanser olmasına neden oluyor.

Bu durum ise, evrim teorisini bir kez daha çökerten önemli bir delili oluşturuyor. Çünkü, hatırlanırsa, evrimcilerin, canlıların nasıl tek bir kökenden gelip de böylesine farklı olabildiklerini açıklamak için kullandıkları açıklamalardan biri mutasyondur. Mutasyonların canlılarda "tesadüfi" değişiklikler yarattığını ve bu tesadüflerin bazılarının "yararlı" olduğunu; böylece yararlı bir özellik kazanmış yeni canlı türlerinin ortaya çıktığını öne sürerler. Oysa, daha önce de değindiğimiz gibi, evrimciler her ne kadar aksini iddia etseler de, "faydalı mutasyon" diye bir kavram yoktur. Mutasyonların tamamına yakını, kanser dediğimiz ölümcül hastalıklarla, Hiroşima, Nagasaki, Çernobil'de yaşanan türde hasarlarla sonuçlanmaktadır. Görüldüğü gibi evrimcilerin türlerin oluşumunu açıklamak için başvurdukları son çare olan mutasyonlar, sadece mevcut sistemi tahrip etmektedirler.

Mutasyonun bu zararlı özelliği sayesinde, DNA'da yazılan milyonlarca şifrelik bilgideki ihtişam da bir kez daha ortaya çıkar. Kusursuz bir düzenle yazılmış olan DNA'da meydana gelecek bir değişim, canlının sonu olabilmektedir. Bu tek bir değişmenin bile kansere yol açması, insanın DNA'sının ve dolayısıyla bedeninin hiçbir parçasının tesadüfen oluşmuş olamayacağını da bir kez daha açıkça gösterir.

Kanserden Korunmaya Neler Vesile Olmaktadır?

Sigara, alkol vs gibi kötü alışkanlıkları terk etmek,
Yoğun güneş ışınlarından korunmak,
Beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek,
Sigara ve tütün ürünlerinin akciğer kanseri, ağız, yutak, soluk borusu, yemek borusu, pankreas, böbrek gibi kanser çeşitlerine yol açtığı kesin olarak bilinmektedir. Bu nedenle sigaradan uzak durarak bu tür kanserlerden korunulabilir.

Sadece sigara içenler değil, "pasif sigara içici" olarak adlandırılan kişiler de bu kanser türlerine karşı risk altında bulunur.
Bazı deri kanserleri güneş ışınlarına fazla maruz kalma sonucunda ortaya çıkar. Bu nedenle güneş ışınından korunulması ile bu kanserlerin gelişimi engellenebilir.

Bunun yanı sıra bitkisel kaynaklı besinlerin fazla tüketilmesi, özellikle hayvansal kaynaklı yüksek yağlı gıdaların sınırlandırılması, bitkisel sıvı yağların tercih edilmesi, fiziksel olarak aktif olup, egzersiz yapılması ve ideal ağırlığın korunması kanserden korunmada etkin rol oynar.
Size Kanser Teşhisi Konduğunda…

Eğer size kanser teşhisi konarsa her şeyden önce yapmanız gereken mutlaka ve mutlaka Allah’a güvenmek ve asla isyan etmemektir. Unutmayın ki bu daha siz doğmadan kaderinizde belirlenmiş ve size imtihan olarak verilmiştir. Eğer Allah size böyle büyük bir imtihan veriyorsa bu kaldırabileceğiniz içindir ve unutmayın ki Allah bütün insanları farklı zorluklarla imtihan eder. Eğer bu gerçeği ve kaderinizi yaşadığınızı bilirseniz bu imtihanı güzellikle geçebilir, sabredip iyileştiğinizde çok fazla sevap kazanabilirsiniz. Aksi taktirde isyan, üzüntü ve stres tedavinize çok olumsuz etki edeceği gibi size hiçbir şey kazandırmaz.

Hastalandığınızı duyarsanız Allah’a çok dua edin ve O’ndan yardım isteyin, hiç strese girmeden güçlü bir şekilde tedavinizi olun, asla kendinizi bırakmayın ve Allah’tan ümidinizi kesmeyin. Hep olumlu ve güler yüzlü olun, çevrenizdeki insanların üzülüp ağlamasına izin vermeyin ve tevekkülünüzü herkese gösterin. Allah’ın kullarına karşı çok şefkatli olduğunu ve onların dualarını işittiğini düşünün. Eğer gerçekten ölümcül bir durum söz konusu ise yine güzellikle Allah’a yönelin ve mutlaka bağışlanma dileyin. Çünkü Allah kullarının günahlarını affedeceğini bildiriyor. Hiç bitmeyecek olan sonsuz hayatınıza yani ahirete adım atacağınızı düşünün. Ölüm asla asla bir bitiş değil tam tersine bir başlangıçtır. Eğer inançlıysanız hiç ummadığınız bir güzelliğe ve cennet yurduna kavuşacağınızı bilin. Allah’ın her zaman çok adaletli olduğuna, kullarından merhametini esirgemeyeceğine emin olun.

Kanser hastaları olan kişilerin mutlaka bunları düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Asıl önemli olan ve insanlara söylenmesi gereken gerçekler bunlar. Yoksa ağlamalar, üzülmeler ve isyan insana hiçbir şey kazandırmaz, tam tersine tevekkül, sabır ve Allah’a güven insana bu zorlu yolculukta tam olarak destek olacaktır.

Kaynak: www.ilmiarastirma.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder