16 Mart 2010 Salı

İnsan sonsuza kadar yaşamak ister




İnsan sonsuzluğa göre ayarlıdır. Sonsuz yaşamak ister. Güzelliklere, nimetlere sonsuz kere sahip olmak ister. Mallar, evler, arabalar, gençlik, güzellik, sağlık, hepsini aynı anda ve sonsuza kadar elinde tutmayı arzular.

Fakat bir bakar ki, hiç beklemediği, hiç anlayamadığı şekilde ömrü geçiyor. Nimetler tükeniyor. Güzellikler elinden gidiyor. Vücudu yaşlanıyor, yiyeceklerden artık zevk almıyor, bedeni gittikçe zayıflayıp güçsüzleşiyor. Yıllar geçtikçe daha az görüyor, daha az duyuyor, her şeyi unutmaya başlıyor.

İnsan, yaşlanmayı istememesine rağmen bedeni hiç durmadan daha kötüye, daha eskiye doğru gider. Ruhu taptaze, genç ve dinamik olduğu halde bedeni bir süre sonra pek çok şeyi yapamaz hale gelir, tüm enerjisini ve niteliğini kaybeder. En verimli olduğunu zannettiği bir dönem içinde bir de bakar ki gençliğini kaybetmiş, sağlığını yitirmiş, hiç anlamadan onlarca yılı tüketmiş.

Kuşkusuz insanın bunu yadırgamasının bir sebebi var. Bunun nedeni, Allah'ın insanı sonsuz yaşama içgüdüsü ile yaratmış olmasıdır. İnsan, sonsuz bir yaşama ayarlıdır. Bu nedenle yaşlanmayı, zamanla eskiyip yıpranmayı kabul etmek istemez. Sürekli çabalar. Genç görünmeye, bedeninin yaşlanmasını önlemeye, gençken yaptığı her şeyi yapmaya çabalar durur. Çünkü ölüm ile her şeyin sona ereceği fikrini kabul edebilmesi, bu fikre alışkın yaşayabilmesi mümkün değildir.

Dolayısıyla insan sonsuzluğa ayarlıdır. İşte bu gerçek, ahiretin varlığının en büyük delillerinden biridir. Sonsuzluğa ayarlı olan insan ruhunun yegane yaşam alanının bu geçici dünya olması mümkün değildir. Şuurlu bir insanın, ölüm ile biteceğini düşündüğü dünya hayatında rahat ve huzur içinde, sabırlı bir şekilde ölümü bekleyerek yaşayabilmesi imkansızdır. İnsanın bu dünyada rahatlık ve huzur içinde yaşayabilmesini sağlayacak olan şey, Allah'ın var olduğunu, Allah'ın kendisi için ahirette sonsuz bir yaşam yaratmış olduğunu bilmesi, buna çok samimi şekilde inanıyor olmasıdır.

Allah insanda içgüdü vesilesi ile çeşitli beklentiler ve istekler yaratmıştır. Sevgi, şefkat, merhamet, acıma gibi içgüdüler dünyada tatmin edilecek şekilde var edilmiştir. Sevimli bir bebeğin, küçük bir köpek yavrusunun merhamet ve acıma duygularını şiddetle tatmin etmesi, dostluk, sevgi ve güvenin sürekli ihtiyaç olarak yaratılması gibi, sonsuzluk da bir içgüdü olarak vardır. İnsanda bu isteği yaratan Yüce Allah, bu isteğin karşılığını da yaratmıştır. Bu güçlü isteğin tatmin yeri dünya olamayacağına göre, insanın ahirete göre yaratılmış olduğu kesindir.

İnsanın ahiretin varlığını ruhunda kesin olarak yaşadığı ve hissettiği açık ve teknik bir gerçektir. İnsan, ölüm ile yok olup gitmeyeceğini, ölüm ile bitecek bir dünya için yaşayıp ömrünü tüketmeyeceğini bilip akledebilecek bir şuurda yaratılmıştır. Yalnızca birkaç dakika düşünmesi bile, bunu anlaması için yeterli olacaktır. O halde, asıl varılacak yerin ahiret olduğu kesindir ve ahiret, insanların sonsuz cennet ve cehenneme sunuldukları yer olacaktır. Aklı başında bir insanın bu gerçeği görerek varması gereken sonuç, dünya hayatının geçici bir imtihan yeri olduğunu bilerek, Allah rızası için ahirete yönelik yaşamasıdır. Çünkü cennet, Allah'ın Kendi rızasını kazanmış müminlere tüm nimetleri sonsuza kadar sunduğu sonsuz güzellikte bir yaşam iken; cehennem, azabın en şiddetlisinin sonsuza kadar yaşandığı, pişmanlığın fayda getirmediği, dehşetli bir yaşam olacaktır. Bu yüzden herkesin imkanı varken sonsuza göre yaratıldığını, asıl kalınacak yurdun ahiret olduğunu mutlaka düşünmesi gerekir. Sonsuz hayat bin yıl değil, on bin yıl değil, milyon yıl değil trilyonlarca yıl değildir. Sonsuz bir yaşamdır. Kuşkusuz dünyada yaşayan herkes öldüğünde içinde ebediyete kadar kalacağı yurduna, bir daha çıkmamak üzere gidecektir.

Ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, işte onlar ateşin arkadaşlarıdır; onda sonsuzca kalacaklardır. (A'RAF SURESİ / 36)

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar -ki biz hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz- onlar da cennetin ashabı (halkı)dırlar. Onda sonsuz olarak kalacaklardır. (A'RAF SURESİ / 42)


http://www.guncelyorumlar.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder