14 Mart 2010 Pazar

Helikopter Kazası Muhsin Yazıcıoğlu’nun Kaderindeydi


Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, dört arkadaşı ve İHA Sivas muhabiri bir helikopter kazasında vefaat ettiler. Muhsin Yazıcıoğlu İslam birliği uğruna yoğun mücadele eden, davası uğruna yıllarca hapis yatan ve bu uğurda eziyet gören gerçek bir müslümandı. Samimi dindar olduğu dünyada çektiği sıkıntılardan açıkça anlaşılmaktadır.

Sürekli televizyonda, basında insanlar ne kadar üzüldüklerini dile getiriyorlar. Fakat insanlar bu isyan dolu ifadelerini söylerken ölümün her şeyi kesip bitirmediğini unutuyorlar. Ölüm sadece göz açıp kapayıncaya kadar geçen dünya hayatımızın bitişidir. Fakat aynı zamanda da sonsuz hayatımızın başlangıcıdır. Bu gerçeği bilen samimi bir Müslüman bir Müslüman kardeşi öldüğünde üzülmez, şaşırmaz, asla isyankar ifadeler kullanmaz. Şaşırmaz, çünkü Muhsin Yazıcıoğlu’nun daha doğmadan kaderinde belirlenen bir helikopter kazasında öleceğini bilir. Üzülmez, çünkü bunun yüce Allah’ın taktiri olduğunu bilir. Muhsin Yazıcıoğlu'nun o helikoptere bineceği saat, helikopterin hangi dakikada ve nerede düşeceği, hatta günlerce bulunamayacağı da saniyesi saniyesine kaderindeydi. Muhsin Yazıcıoğlu çok samimi bir Müslüman, çok yiğit bir dava adamıydı. Öyleyse bu Müslüman kardeşimizin Allah’ın izniyle cennete gittiğini düşünmeli ve onun adına sevinmeliyiz. Eğer cennette kendisi gibi samimi Müslümanlara, peygamberlerimize kavuştuysa neden onun adına üzülelim? Ayrıca Allah, uğrunda ölenleri asla ölü olarak saymamamızı emreder ve ayetlerinde şu şekilde bildirir:

Allah yolunda öldürülenleri sakın 'ölüler' saymayın. Hayır, onlar, Rableri Katında diridirler, rızıklanmaktadırlar. Allah'ın kendi fazlından onlara verdikleriyle sevinç içindedirler. Onlara arkalarından henüz ulaşmayanlara müjdelemeyi isterler ki onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir. Onlar, Allah'tan bir nimeti, bir fazlı (bolluğu) ve gerçekten Allah'ın mü'minlerin ecrini boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler. (Al-i İmran Suresi, 169-171)

Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayır onlar diridirler. (Bakara Suresi, 154)

Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevab verdi: "Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından sürülüp - çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Bu, ) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır. (O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O'nun Katındadır." (Al-i İmran Suresi, 195)

Allah yolunda hicret edip öldürülen veya ölenlere gelince muhakkak Allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. Onları, kendisinden gerçekten hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır. Şüphesiz Allah, bilendir, halimdir. (Hac Suresi, 58-59)

Söylediğim gibi, Muhsin Yazıcıoğlu daha o helikoptere adımını atarken vefat edeceği belliydi ve her insanın ölüm anında karşılaşacağı gibi ölüm melekleriyle karşılaştı. Dileğim o meleklerin bu güzel insanı cennetle müjdeledikleri ve onu asıl yurduna, cennete ve Allah’ın rızasına kavuşturduklarıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder