12 Mart 2010 Cuma

Toplumumuzda sevgi neden kayboldu?


Toplumumuzda insanlar arasında sevgi, anlayış, merhamet adeta yokoldu. İnsanlar eskiden birbirlerine karşı daha sevgi dolu, daha güzel ahlaklıydılar. Herkes hatırlar, eskiden dedelerimizin döneminde daha fazla yokluk vardı. Fakat insanlar arasında sevgi, dostluk ve paylaşma daha yoğun yaşanıyordu. Şimdi ise insanları büyük bir hırs kaplamış durumda. Maddi imkanlar arttıkça, paylaşmama, ve bencillik de o kadar artıyor. İnsanlar arasında sevgi ise adeta yokoldu.

Sevginin yaşanması için öncelikle karşılıklı güven gerekiyor. Karşılıklı güvenin oluşması için herşeyden önemlisi iman eden ve Allah’tan korkan insanlarla bu güveni paylaşmak gerekir. Çünkü ancak Allah’tan korkan bir insan kendi çıkarlarını gözetmez, Allah’ın yasakladığı bir şeyi yapmaz, yalan söylemez. Dolayısıyla son derece samimidir. Bir insan karşısındaki insana güvenmediğinde onu değil sevmek, ona karşı güzel bir his bile duyamaz. Şu anda toplumuzda eşler birbirlerine güvenmiyorlar, anne çocuğuna, çocukta ailesine güvenmiyor. Toplumda eşlerden biri sakat kalsa diğeri onu hemen terkediyor. Daha önce delicesine sevdiğini söylediği insan iflas etse, sevgisi anında uçup gidiyor. Şimdi bu insanlar birbirlerini mi yoksa parayı, arabayı ve villaları mı seviyorlar?

İman etmeyen, Allah’tan korkmayan bir toplum daima gizlilik içinde yaşar, kendini korumak için sürekli dikkatli olmak zorundadır. Birbirlerini aldattıkları için sürekli yalan söylerler. Her iki tarafta birbirinin yalancı ve sahtekar olduğunu bilir ama birbirlerine farkettirmezler. Sonuçta aradaki sevgi tamamen kaybolur. Artık sadece çıkar ilişkisi yaşanır. Çevremize baktığımızda herkesin kendi istek ve tutkuları için yaşadığını görüyoruz. Hiç tükenmek bilmeyen bir hırs bu. İnsanlar isteklerine biri karşı çıktığında bu ister eşleri, ister anne-babaları olsun hemen saldırganlaşıyorlar. Fakat insanlar bir gerçeği unutuyorlar, dünyadaki bu büyük hırs ne kadar zenginlik getirirse getirsin, mutluluk getirmez. İnsan kısa süreli maddi çıkar elde etsede, Allah rızası olmadığı sürece bu mallar ona bir fayda getirmez. Çünkü her insan bir gün ölecek ve ahirete gidecektir. Herkes en zengin insanın bile sadece kefenle gömüldüğünü bilir. Dolayısıyla ahirete tek bir kuruş bile götürülemeyecektir. Sonuçta insanın elinde kalan tek şey, tüm dünya hayatı boyunca peşinde koştuğu mallar değil, Allah için yaptığı salih davranışlardır ve ahirette yalnızca bunların karşılığını alacaktır.

İnançlı olan kişiler ise derin sevgiyi hissederek yaşarlar. Çünkü birbirlerini Allah rızası için severler, birbirlerinin acizliklerini bilerek şefkat gösterirler. Kuran ahlakına göre davranırlar, yalan, riya, aldatma, hırs, bencillik gibi duygulardan uzak dururlar. Kalplerindeki sevgi hiç tükenmez, aksine artarak sürekli çoğalır. İşte gerçek sevgi ancak bu şekilde yaşanır. Dolayısıyla gerçek sevgiyi, coşkuyu, mutluluğu yalnızca iman edenler yaşayabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder