Darwin’in evrim teorisi herkesin bildiği gibi etkisini sadece biyoloji alanında göstermedi. Bu teori büyük bir şevkle toplumlara da uygulanmaya çalışıldı. Bu teoriyi coşkuyla kabul eden Hitler, Mussolini, Lenin gibi faşist liderler milyonlarca insanın aşağı ırk olduğuna inanarak toplu katliam yaptılar. Tarihte milyonlarca insan bu sapkın teorinin kurbanı oldu.
Günümüzde de genç nesillerin Darwin’in ‘güçlü olan zayıf olanı yener, yok eder’ mantığıyla eğitilmesi son derece tehlikelidir. Çünkü bu bilim ve akıl dışı iddiaya göre, insanın, hayvanlardan farklı kanunlara ve ahlaki değerlere sahip olması beklenmemelidir. Hayat bir mücadele yeridir ve insan hayatta kalabilmek ve başarılı olabilmek için diğer insanlarla kıyasıya mücadele etmeli, acımasız olmalıdır. Sadece Darwinist telkinlerle eğitilen, yaratılış inancını hiç bilmeyen gençler çevresindeki tüm insanları maymundan gelen değersiz, basit ve aşağı ırk olarak görmektedir. Yaratılış inancından, Allah’ın varlığı, ölüm ve ahiret inancından tamamen habersizdirler.
Darwinist yetiştirilen bir genç tamamen sevgi, merhamet ve şefkat duygularından yoksundur. Çevresinde zayıf gördüğü kişileri yok etmesi gerektiği inancındadır. Allah korkusu ve ahiret inancı olmadığı için hiç düşünmeden intihar edebilir. Çünkü öldüğünde ahirete gidip hesap vereceğini değil, yok olacağını zannetmektedir. Acımasızca katlettiği insanları da değersiz bir maymun olarak gördüğünden vicdanında en ufak bir suçluluk duygusu oluşmaz.
Dünyanın önde gelen evrimcilerinden olan Harvard Üniversitesi biyologu Ernst Mayr evrim teorisinin toplum hayatındaki yeri için şöyle der:
Dünyanın önde gelen evrimcilerinden olan Harvard Üniversitesi biyologu Ernst Mayr evrim teorisinin toplum hayatındaki yeri için şöyle der:
"Darwin'den beri herkes insanların maymundan geldiği ile hemfikir... Evrim insanların düşüncelerini her yönden etkiliyor: Felsefesini, metafiziğini, ahlakını..."
Amerika günümüzde genç nesillere verdiği Darwinist eğitimin karşılığını çok pahalı ödüyor. Eline silah alan gençler okullara girip öğretmenlerini ve birçok öğrenciyi gözlerini bile kırpmadan öldürüyorlar. Şimdi aynı gence Allah sevgisini, Allah korkusunu öğretseniz, onu samimi ve inançlı, devletine milletine bağlı bir insan olarak yetiştirseniz bunu yapabilir mi? Amerika’da bölge belediye meclisi eski üyesi olan Bill Foster'ın Eğitim Kurulu'na yazdığı mektup son derece dikkat çekici olup 12 Ocak 2008 tarihinde St. Petersburg Times Gazetesi'nde yayınlanmıştır:
"Evrim çocuklarımıza, onların zayıflara karşı üstün olduğu inancına yol açan doğal seleksiyon ve güçlü olanın hayatta kalmasına inanmaları için bir mazeret oluşturuyor. Bu ise kaygan tehlikeli bir zemin."
Foster, aynı zamanda, St. Petersburg'un 2009'da yapılacak belediye başkanlığı seçimleri için önde gelen adaylardan birisi. Foster mektubunda, Darwin ile Hitler arasındaki bağlantıya ise şu sözleriyle dikkat çekiyor:
"Adolf Hitler bütün bir nesli Darwin'in evrim teorisini kullanarak aldatmış, 'kayırılmış' ırkı hayatta kalma mücadelesinde korumayı hedeflemişti".
Bill Foster sözkonusu mektubunda, eğitimde Darwinizm'in bilimsel bir gerçek olarak okutulmasının zararlarına çarpıcı bir kanıt olarak Columbine katliamını örnek verdi. ABD Columbine'deki bir okulda 20 Nisan 1999 günü iki öğrenci tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırıda 12 öğrenci ve bir öğretmen öldürülmüş, 23 öğrenci yaralanmış, saldırganlar daha sonra intihar etmişti. Foster, saldırganlardan birinin internet sitesinde "Neyi seviyorum biliyor musunuz? Doğal seleksiyon! Dünyada olmuş olan en iyi şey bu. Bütün aptal ve zayıf organizmalardan kurtulunmuş olması" ifadesine yer verdiğini belirtti.
1999 yılındaki katliamdan sonra Amerikan Temsilciler Meclisi üyesi Tom DeLay de, Darwin'in teorisini sebeplerden birisi olarak saymış, Kongre'nin kayıtlarına geçirilen mektubunda devlet okullarının öğrencilere "ilkel çamur çorbasından evrimleşmiş üstün bir maymundan başka birşey olmadıklarını öğrettiğini" yazmıştı.
Columbine katliamı, Darwinist görüşlü öğrencilerin gerçekleştirdiği istisnai bir eylem değil. Finlandiya'da kendini Sosyal Darwinist olarak tanımlayan Pekka-Eric Auvinen, Finlandiya'nın başkenti Helsinki'den yaklaşık 40 mil mesafede bulunan Jokela Lisesi'ne silahlı olarak girmiş, sekiz kişiyi öldürdükten sonra intihar etmişti.
Auvinen, görüşlerini anlattığı manifestosunda, bu katliama girişmesinde Darwinist görüşlerinin etkili rol oynadığını açıkça gösteren şu ifadelere yer veriyordu:
"Davam için dövüşmeye ve ölmeye hazırım…Bir doğal seçilimci olarak, uygun görmediklerimi, insan ırkının ve doğal seleksiyonun yüz karalarını elimine edeceğim. Hayır, gerçek şu ki, ben sadece bir hayvan, bir insan ve bir muhalifim… Artık doğal seleksiyon ve güçlü olanın hayatta kalması ilkesini yeniden yoluna koymanın vakti geldi!"
Gençler Darwinist eğitimden nasıl etkilendiklerini kendileri dile getiriyorlar. Şimdi bu noktada akla suçlu kim sorusu geliyor. Darwinist yetiştirildiği için eline sorumsuzca silah alıp vahşice masum insanları katleden gençler mi, yoksa hala 21. yüzyılda bu acımasızlık, üstün ırk, yok etme mantığını güden ve Darwinizmi hala ısrarla empoze etmeye çalışan eğitmenler mi?
Atatürkçüler, Sosyal-Dawinizm kuramının karşısına, “Korunmaya, kollanmaya muhtaç olan niteliksiz değil, fakat nitelikli olandır” tezi ile çıkmaktadırlar [bkz: Ömer Laçiner, “Vasatın egemenliği”, Birikim Aylık Sosyalist Kültür Dergisi dergisi, İmtiyaz Sahibi Birikim Yayıncılık Limited Şirketi, Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner, Yazı İşleri Müdürü Barış Özkul, Sorumlu Müdür Sezar Atmaca, ISSN 1300-8358, Sayı 339 Temmuz 2017, Baskı ve Cilt Sena Ofset Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi B Blok 6. Kat No.4NB 7-9-11 Topkapı 34010 İstanbul, s.3].
YanıtlaSil