15 Mart 2010 Pazartesi

Atatürk’ün dindar yönü neden bizden saklanıyor?




Şimdiye kadar Atatürk Türk toplumuna hep dinden uzak bir kişi gibi gösterildi. Atatürk’ün dinimiz hakkındaki güzel sözleri, sürekli Kuran okutması, Kuran’ın ilk tefsirini yaptırması, camileri ziyaret etmesi, peygamberimizi övmesi hiçbir yerde yazılmadı. Bazı çevreler özellikle Atatürk’ün dindar yönünü gizlediler.

Atatürk, modern Türk devletini, önündeki bütün düşünsel ve pratik problemleri büyük bir ustalıkla ve ileri görüşlülükle çözerek kurdu. O, bir taraftan İslami değerleri devlete temel yaparken, diğer taraftan çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmek için köklü reformlara girişerek devlet kurumlarını organize etti. Bunu yaparken milli ve manevi mirası asla reddetmemiş, bilakis bu değerleri Batı dünyasını yakalama gayretine ivme kazandıran bir unsur olarak telakki etmiştir.

Halkçı bir önder olan Atatürk’ün belirgin olarak göze çarpan başarısı, dini doğru şekilde anlaması ve ondan ülkenin dirilmesi ve kalkınması için hakkıyla yararlanmasıdır. Atatürk’ün söylev ve demeçlerine baktığımızda sürekli olarak İslamiyet'e ait kavramlara atıfta bulunduğunu görmekteyiz. Konuşmalarında Kur'an ait ayetlere referansta bulunmuş, Hz. Muhammed'in hadislerini zikretmiş ve İslam'ın çeşitli meseleleri ile ilgili bakışını belirtmiştir. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan kısa bir süre sonra Meclis kararıyla özel bir bütçe ayırarak Kuran tefsiri ve tercümesi ile hadis çalışması yaptırmıştır.

Bütün bu tavırlarından Atatürk'ün dinine bağlı bir lider, İslamiyet hakkında geniş ve zengin bilgisi olan bir kimse olduğunu anlıyoruz. Konuşmaları dikkatlice tahlil edildiğinde, onun din anlayışının çağının mevcut birikiminin çok ötesinde olduğunu görüyoruz.

Toktamış Ateş Atatürk’ün dindar yönünü şöyle anlatıyor:

Atatürk, İslam peygamberi Hz. Muhammed`e hayrandı. Ayrıca ben Atatürk`ün samimi bir Müslüman olduğuna da inanırım. Mesela, Kuran`ın şimdiye kadar yapılmış olan en mükemmel Türkçe tercümesini Elmalı Hamdi`ye o yaptırmıştır. Şu anda da ondan daha iyi bir yorum, daha iyi bir tefsir bulamazsınız. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu`nun okullarında eğitim almış bir Osmanlı paşasının, ki Atatürk netice olarak bir Osmanlı paşasıdır, cumhuriyeti kuran ve onun devamını getiren bir insan olmasına rağmen, Müslüman olmaması mümkün değildir. Atatürk samimi olarak cuma namazından sonra Meclis`i açıyor... Meclis`te her önemli olaydan sonra dua okunuyor, Kuran okunuyor. Mesela, Büyük Taarruz`dan sonra Kuran okunuyor Meclis`te. Ben Atatürk`ün samimi bir Müslüman olduğunu düşünüyorum. Ama bu fotoğrafı daha sonra kaldırdı ortadan. İstismar edileceğinden çekindi zannederim.

Atatürk’ün dinimiz hakkında söylediği sözler kendisinin ne kadar dindar olduğunu göstermektedir, şimdi bu sözlere bakıp Atatürk’ün samimiyetini görelim:

`Ey millet! Allah birdir, şanı, büyüktür. Allah`ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur`ani azimuşsandaki husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa hakikate tamamen uyuyor. Eğer akli mantığa, hakikate uymamış olsaydı bununla diğer ilahi ile tabi kanunlar arasında aykırılıklar olması gerekirdi. Çünkü bütün kanunları yapan Cenab-ı Haktır.

"Türk milleti dindar olmalıdır yani, bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum... Din şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor. "

Bizde ruhbanlık yoktur, Hepimiz eşitiz ve dinimizin ahkamını eşit olarak öğrenmeliyiz, Her fert dinini, diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır, orası da mekteptir.

"Ey Arkadaşlar! Tanrı birdir, büyüktür- Adalet-i ilahiye, O'nun tecellilerine bakarak diyebiliriz ki, insanlar iki sınıfta, iki devrede mütalaa olunabilir, ilk devir insanlığın çocukluk ve gençlik devridir. İkinci devir, insanlığın kemal devridir. "

"Bu başarının, kutsal topraklarımızı düşman istilasından büsbütün olarak kurtaracak olan kesin zaferin hayırlı bir başlangıcı olmasını Tanrının lütfunden dilerim.”

"Biz ne Bolşevik'iz, ne de Komünist: Ne biri, ne diğeri olamayız, Türkler milliyetperver ve dinlerine hürmetkâr bir millettir, Bizim hükümet şeklimiz tam bir Demokrat Hükümetidir. "

Atatürk'ün dindar olup sağlıklı bir din anlayışına sahip olduğunu açıktır. Çünkü Atatürk'ün bir din âlimininki kadar doğru olan dinimizle ilgili bu sözleri, ancak samimi bir dindar ve gerçek bir yurtsever ve halkçı bir kimse tarafından söylenebilir. Atatürk dinsiz ve maneviyatsız toplumların yok olmaya mahkûm olduklarını söylemiştir. Bu gerçekler artık tamamen gün yüzüne çıkarılmalı, Türk toplumundan Atatürk’ün samimi dindarlığı saklanmamalıdır.

www.harunyahya.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder