2 Nisan 2010 Cuma

Hz. Mehdi gelişiyle yaşanacak Altınçağ döneminde hayat nasıl olacak?



Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde kıyamete yakın bir zamanda yaşanacak olan ahir zaman hakkında çok detaylı bilgiler ve işaretler yer almaktadır. Peygamberimiz (sav)’in verdiği bilgilere göre, bu dönemde birbiri ardınca pek çok önemli olay gerçekleşecektir. Ahir zamanın ilk devresinde dünyada büyük bir bozulma ve karmaşa hüküm sürecek, ikinci aşamada ise gerçek din ahlakının yaşanmasıyla birlikte yeryüzünde barış ve huzur hakim olacaktır.

Ahir zamanın ilk aşamasında, Yüce Allah’ın varlığını kabul etmek istemeyerek ateizmi ve dinsizliği telkin eden birtakım felsefi sistemler nedeniyle, insanlar arasında büyük bir dejenerasyon yaşanacaktır. İnsanlık yaratılış amacından uzaklaşacak, bunun sonucunda büyük bir manevi boşluk ve ahlaki bozulma oluşacaktır. Büyük felaketler, savaşlar ve acılar yaşanacak ve tüm insanlar bu sıkıntılara son verebilmek için, “Nasıl kurtuluruz?” sorusunun cevabını arayacaklardır.

Peygamberimiz (sav)’in hadislerindeki, ahir zaman alametleri olarak bildirilen bu gelişmelerin pek çoğu, günümüzde birebir haber verildiği şekilde gerçekleşmiştir. Son zamanlarda yeryüzünde savaş ve çatışmaların, terör, şiddet, anarşi ve kargaşanın, katliamların, işkencelerin giderek artmış olması ise, yine ahir zamanın ilk döneminin yaşanmakta olduğunun bir göstergesidir.

Peygamberimiz (sav)’in hadislerindeki bilgilere göre Allah, bu karanlık dönemin ardından insanları ahir zamanın karmaşasından kurtaracak ve büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Allah, güzel ahlaktan uzaklaşan insanları, dejenerasyona uğrayan toplumları doğru yola iletmek için “Hz. Mehdi” yani “doğruya götüren” sıfatını taşıyan üstün ahlaklı bir kulunu vesile kılacaktır. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde ve İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi’nin bu doğrultuda üç büyük sorumluluk üstlendiği bildirilmektedir. Hz. Mehdi öncelikle Yüce Allah’ın varlığını kabul etmek istemeyen ve dinsizliği destekleyen felsefi sistemlerin fikri olarak çürütülmesini sağlayacaktır. Diğer yandan İslam’ı, Kuran’da ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetinde bildirildiği şekilde özüne döndürecektir. İslamiyet’i tüm bozulmalardan, hurafelerden arındırarak gerçek Kuran ahlakının yaşanmasını sağlayacaktır. Ahir zamanın ilk döneminde insanlığın içerisinde bulunduğu tüm karışıklıklara, toplumsal sorunlara, sosyal sıkıntılara çözüm getirecek, tüm yeryüzüne barış, huzur, mutluluk ve güzel ahlakın hakim olmasına vesile olacaktır.

Hz. Mehdi ile aynı dönemde yeryüzüne ikinci kez gelecek olan Hz. İsa ise, özellikle Hıristiyan ve Yahudi dünyasına hitap edecek, onları içine düştükleri hurafelerden sıyrılıp Kuran ahlakını yaşamaya çağıracaktır. Hıristiyanların Hz. İsa’ya uymasıyla birlikte İslam ve Hıristiyan alemi tek bir inançta birleşecek ve dünya “Altınçağ” adı verilen büyük bir barış, güvenlik, mutluluk ve refah dönemi yaşayacaktır.

İnsanların asırlardır özlemini duydukları bu kutlu dönem, hadislerin işaretlerine göre yarım yüzyıldan fazla sürecek ve Peygamberimiz (sav)’in zamanında yaşanan “Asr-ı Saadet” benzeri bir dönem olacaktır. Altınçağ’da yaşam o denli güzel olacaktır ki, tüm insanlar bu dönemde yaşamış olmayı isteyeceklerdir. Zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmayacaklar, bu güzelliklerden daha fazla yararlanmak için Allah’tan ömürlerinin uzatılmasını temenni edeceklerdir. Altınçağ’a duyulan bu özlem Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde şöyle bildirilmiştir:

Onun zamanında, büyükler “Keşke ben küçük olsaydım”, küçükler de “Keşke ben büyük olsaydım” diyeceklerdir.

Naim b. Hammad, İbni Abbas’dan tahric etti ki:

Hz. Mehdi Bizim Ehli Beyt’ten bir gençtir. İhtiyarlarımız ona yetişemeyecek, gençlerimiz ise onu ümid edeceklerdir.

Zamanı o kadar adil olacak ki, kabirdeki ölüler dirilere imrenecektir...

Peygamberimiz (sav) hadislerinde, insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşlarına vesile olacak çok kıymetli bir insan olan Hz. Mehdi’ye tabi olunmasını bildirmiş ve onun döneminde yaşanacak tüm bu hayırlara işaret etmiştir:

İbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi ki:

... O (Hz. Mehdi) arza sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Hz. Mehdi’dir.

Altınçağ'da Yeryüzü Adaletle Dolup Taşacaktır

Allah Kuran’ın “Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.” (Maide Suresi, 8) ayetiyle iman sahiplerine adaletli davranmalarını bildirmiştir.

İnsanlar arasında hiçbir ayrım gözetmeden, sadece haktan ve doğrulardan yana, katıksız bir adalet, Kuran ahlakının bir gereğidir. Ancak Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde bildirildiği üzere, ahir zamanda insanlar Kuran’da bildirilen bu ahlaktan uzaklaşacak, adaletsizlik yeryüzüne alabildiğine hakim olacaktır. Nitekim günümüzde dünyanın dört bir yanında süregelen çatışmalar, savaşlar, öldürülen, sakat kalan, evlerinden yurtlarından sürülen, yüzlerce kilometre yolu yürüyerek barınacak yer arayan mültecilerin, sokaklarda yaşayan kimsesiz çocukların, yardıma ve bakıma muhtaç, kimsesizliğe terk edilen yaşlıların durumu adaletin gereği gibi uygulanmadığının açık bir göstergesidir.

Ancak Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışıyla birlikte yeryüzünde hüküm süren bu durum sona erecek, tüm dünyada benzeri görülmemiş bir adalet ortamı sağlanacaktır. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Hz. Mehdi döneminde yaşanacak olan bu adil ortam şöyle haber verilmektedir:

...Şu ümmetin Hz. Mehdi’si Hasan ve Hüseyin’dendir. Dünya hercü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyük büyüğe vakarlı davranmadığında; Allah, bu sırada, onlardan adavetin (düşmanlığın) kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanda dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini gönderecektir.

Dünya hayatının bir günü kalsa Allahü Teala o günü uzatır, benim ehli beytimden bir adam gönderir. Onun ismi benim ismim gibidir. Babasının ismi babamın ismi gibidir. Zulüm ve kötülükle dolmuş dünyayı, adalet ve dürüstlükle dolduracaktır.

Dünyanın Pek Çok Yerine Hakim Olan Savaş, Terör, Çatışma ve Anarşi Ortamı Hz. Mehdi Döneminde Son Bulacaktır

Bugün ABD’den Angola, Uganda, Nijerya gibi Afrika ülkelerine; İngiltere, İspanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinden Sri Lanka, Tayland, Japonya gibi Asya ülkelerine; Ortadoğu ülkelerinden Latin Amerika’ya kadar birçok ülkede terör binlerce insanın canını yakmakta ve çok büyük maddi kayıplara neden olmaktadır. İnsanlar terörizmle, evlerinde otururken, bir sinemada film izlerken, bir alışveriş merkezinde dolaşırken, otobüste yolculuk ederken ya da işyerlerinde çalışırken hiç beklemedikleri bir anda karşılaşmaktadırlar. Terörizmin evlerine kadar girmiş olması, doğal olarak insanlarda büyük bir tedirginlik, korku ve endişeli bir bekleyiş oluşturmaktadır. İnsanlar kalabalık ortamlara girmekten, toplu taşıma araçlarını kullanmaktan çekinmekte, günlük hayatlarını yaşayamaz hale gelmektedirler. Kısacası terörizm, tüm dünyaya büyük yıkım getirmekte, insanların hayatları üzerinde çok olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Peygamberimiz (sav), hadislerinde ahir zamanda yaşanacak bu ortamı şöyle tarif etmektedir:

... Sonunda da belalar, fitneler ve hoşlanmayacağınız birçok kötü işler isabet edecektir. Arka arkaya öyle fitneler gelir ki, sonra gelen gittikçe daha büyük olduğu için önce geleni ince ve hafif bırakır.

Ancak yine Peygamberimiz (sav)’in müjdelerine göre, bu korku ve şiddet dolu karanlık dönemin ardından Allah Hz. Mehdi vesilesiyle tüm insanlığı büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Yeryüzündeki tüm fitneler, savaşlar, katliamlar, terör, şiddet ve anarşi eylemleri son bulacak; yerini aydınlık, barış ve huzur dolu bir döneme bırakacaktır. Hadislerde Hz. Mehdi’nin “fitneleri önleyeceği” şöyle bildirilmektedir:

Tozlu, dumanlı karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takib edecek, ta ki Ehli Beytimden kendisine Hz. Mehdi denilen bir zat çıkıncaya kadar. Şayet ona yetişirsen, ona tabi ol ve hidayete erenlerden ol.

Zulüm ve İşkenceye Dayalı Uygulamalar Son Bulacaktır

Hz. Mehdi de yeryüzüne geldiği Allah’ın izniyle tüm yeryüzündeki zulmün, işkencenin zorbaca uygulamaların son bulmasına vesile olacaktır. Peygamberimiz (sav) Altınçağ’da gerçekleşecek bu durumu hadislerinde şöyle müjdelemiştir:

… Yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle doldurur.

Sosyal Adalet En Güzel Şekilde Uygulanacaktır

Dünyanın pek çok yerinde yaşanan sosyal adaletsizlikler; bencillik, kendi çıkarlarını düşünme ve yardımlaşma ile dayanışma duygularının yok olması gibi ahlaki bozulmaların sonuçlarıdır. İnsanların bir bölümü sefaletle mücadele ederken, diğerleri zenginliklerinin verdiği ayrıcalıkları kullanmaktadır. Buna göre zenginler adaletten daha fazla yararlanmakta, fakirlerden üstün tutulmayı kendilerinde bir hak gibi görmekte, adalet mekanizmalarını kendi menfaatleri için yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Kuran’da tarif edilen İslam ahlakı, adil, şefkatli, merhametli, zengin fakir ayrımı yapmadan ihtiyaç içinde olana yardım etmeyi gerektirmektedir. Kuran’a göre gerçek adalet, sadece Allah rızası gözetilerek, Allah’tan korkarak sağlanan bir adalettir. Böyle bir adalet hedeflendiğinde, ne şahsi bir menfaat, ne dostluk, ne düşmanlık, ne de kişinin hayata bakış açısı, dili, ırkı, teninin rengi kararlarında etki edemeyecek, sadece haktan yana karar verilecektir. Allah’ın izniyle Altınçağ’da böyle bir ahlak tüm toplumlara hakim olacak ve gerçek adalet, gerçek huzur ve güven tüm yeryüzüne hakim olacaktır. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Altınçağ’da yaşanacak olan bu durum şöyle haber verilmektedir:

İnsanlar oldukça hayırlı, yaşantıları gayet rahat olacaktır.

Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki, o güne dek onun mislini kesinlikle bulmamıştır...

Hadislerin işaretlerine göre Altınçağ’da, toplumda ihtiyaç içinde olanın gözetilmemesi, sadece çok küçük bir zümrenin bolluk içinde yaşaması gibi adaletsizlikler son bulacaktır. Komşusu açken kimse tok yatmayacak, tek yanlı zenginlik utanç vesilesi haline gelecektir. Egoistlik ve bencillik ortadan kalkacağı için herkes birbirini yemeğe davet edecek, maddi manevi tüm imkanlarını birbiriyle paylaşacaktır. Halkın birbirine karşı olan merhameti alabildiğine artacak, herkes birbirini zengin etmeye çalışacaktır. Güçlü olan haklı olmayacak, haklı olan güçlü olacaktır. Kuran ahlakının hakim olduğu bu dönemde toplumun her kesimindeki insanlar arasında çok büyük bir eşitlik yaşanacak, huzur ve güven dolu bir ortam olacaktır. Bu ortamın bir sonucu olarak insanlar hiçbir sahtekarlığa, kötülüğe ve haram fiillere de yanaşmayacaklardır.

Tüm Düşmanlıklar Sona Erecektir

Kuran ahlakının tüm dünyaya hakim olması sonucunda insanlar arasındaki kin, husumet, düşmanlık gibi duygular son bulacak, tüm yeryüzüne barış ve huzur hakim olacaktır. Peygamberimiz (sav) Altınçağ’ın bu önemli özelliğini hadislerinde şöyle haber vermektedir:

Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir.

Tüm Yeryüzü Emin ve Güvenli Bir Hale Gelecektir

Hadislerin işaretlerine göre, Altınçağ’da yaşanacak hayat, barış ve esenlik dolu olacaktır. Dünyadan anarşinin, terörün, kargaşanın, düşmanlığın, şiddetin tümüyle kalkması sonucunda insanlar cennet benzeri bir ortama kavuşacaklardır. Her türlü adil sistem oluşturulduğu ve tüm insanlar Allah korkusunu öğrendiği ve bunun şuuruna vardığı için hırsızlık, sahtekarlık, dolandırıcılık gibi toplumsal sorunlar yaşanmayacaktır. Cinayetler, saldırılar, taciz, iftira ve hakaret içeren eylemler ve toplum huzurunu bozacak her türlü tavır bozuklukları ve suistimaller ortadan kalkacaktır.

Tüm devletler milletlerine güvenecek, halkın suç işleme ihtimaline dayalı, halkı potansiyel tehlike olarak gören kontrol sistemleri ortadan kalkacaktır. Halka güven esas alınacak, insanların beyanı yeterli olacak ve buna göre hareket edilecektir.

Hadislere göre, Altınçağ’da “kurtla koyun birarada otlayacak”, “çocuklar yılan ve akreple oynayacak ama zarar görmeyeceklerdir”. Bu güven ortamını tarif eden hadislerden bazıları şöyledir:

... Her yer emin bir hale gelir...

... Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın yanlarında hiç erkek olmaksızın rahatlıkla hacca gidebilecektir.

Tüm Toplumlara Güzel Ahlak Hakim Olacaktır

Toplumda sahtelik, basitlik, yüzeysellik tümüyle ortadan kalkacak; insanların kişiliklerine derinlik, samimiyet, ve kalite hakim olacaktır. İnsan ruhuna ve mümin kişiliğine yakışmayan her türlü adilik ve basitlik Kuran ahlakının yaşanmasıyla kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

Yine Kuran ahlakının bir gereği olarak insanlar temizliğe de büyük önem verecek, hem çevrelerini hem de kendilerini olabildiğince temiz ve güzel hale getireceklerdir. Toplumun her kesiminde, tüm insanlar son derece temiz, şık ve bakımlı olacaklardır.

Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Altınçağ’da Hz. Mehdi döneminde yaşanacak olan bu ahlak güzelliği şöyle ifade edilmiştir:

Tabarani, Evsad’da Amr. B. Ali tariki ile Hz. Ali b. Ebi Talib’den tahric etti:

... Cenab-ı Hak İslam'ı nasıl bizimle başlatmışsa onunla sona erdirecektir. Nasıl, Bizimle onlar aralarındaki şirk ve adavetten (husumet ve düşmanlıktan) kurtulmuş ve kalplerine ülfet (dostluk) ve muhabbet (sevgi) yerleşmişse, (onun gelişi ile) yine öyle olacaktır.

”... Onun döneminde iyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır.”

Yazılarımda Hz. Mehdi’nin gelişiyle birlikte yaşanacak muhteşem bir Altınçağ döneminin başlayacağını söylüyorum. Yukarıda saydığım güzelliklerin dışında Altınçağ döneminde tamamen fikir hürriyetine dayalı bir ortam olacak, hiç kimseye baskı yapılmayacak, tüm dinler barış içinde olacaktır. Benzersiz bir bolluk ve bereket olacak Hz. Mehdi malı bol bol insanlara dağıtacaktır. Yer altı zenginlikleri ortaya çıkarılacak, tarımda, bilimde, tıpta ve teknolojide büyük gelişmeler yaşanacaktır. Tüm Müslümanlar bu dönemi, Hz. Mehdi’yi ve Hz. İsa’yı şevkle ve heyecanla beklemeliler. Birçok hadisle peygamberimizin bildirdiği altınçağ dönemi çok yaklaşmıştır. Bu dönem hiç kuşku yok ki iman edenler için çok büyük bir lütuf ve cennet öncesinde çok büyük bir mükâfat olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder