4 Mayıs 2010 Salı

Sadece ''Müslümanım'' demek yetmez



Çoğu insan sedece iman edip bir köşeye çekilmenin yeterli olduğunu düşünüyor, sorduğunuzda Allah’a inandığını söylüyor, ibadetlerini yapıyor ama tüm hayatı boyunca işine gücüne bakıyor. Ticaretle ilgileniyor, ailesiyle ilgileniyor, sonuçta iman etmeyenlerden farkı ibadetleri yerine getirmesi oluyor. Hâlbuki gerçekten iman etmek tam anlamıyla Allah için yaşamaktır. Böyle bir dönemde adeta sahabe ahlakı göstermek, varını yoğunu Allah yolunda harcamak, insanları büyük bir gayretle ve şevkle İslam’a davet etmek gerekir.

İnsanlara iyi olanı emretmek ve onları kötü tavırlardan sakındırmak her Müslüman’ın sorumluluğudur. Doğruyu ve hakkı bilen herkes, diğer insanlara bildiklerini, Kuran’ın hükümlerini anlatmakla yükümlüdür. Bu nedenle dini anlatmak ve insanları Allah'a imana davet etmek sadece elçilerin değil, iman eden her insanın yerine getirmesi gereken ibadetlerden biridir. Allah insanları dine davet ederek, onlara doğru yolu göstermenin, ahiret hayatındaki sonsuz kurtuluşun yolu olduğunu bildirmiştir:


Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Al-i İmran Suresi, 104)

Bir insanın sadece diliyle Müslüman olduğunu söylemesi tek başına yeterli değildir. Çünkü iman etmek, dil ile tasdik etmenin yanında Allah'ın emrettiği din ahlakını fiili olarak yaşamak ve yaşatmakla mümkün olur. Allah Kuran'da iman eden insanları şu özellikleriyle tarif etmiştir:

Din ahlakının yaşanması için çaba gösteren, gerektiğinde dinin menfaati için kendi çıkarlarından özveride bulunan, nefsinin bencil tutkularını yenen, başkalarının hatalarını bağışlayabilen, öfkesini tutup itidalli davranabilen, ihtiyaç içinde olsa bile başkaları için fedakârlıkta bulunabilen, malını Allah yolunda harcayan, sabreden, dinin yayılması için gece gündüz İslam'ı tebliğ eden, Allah'ı çok anan, ibadetlerini titizlikle yerine getiren, herhangi bir haksızlıkla karşılaştığında itidalini kaybetmeyen, adaletli ve bunun gibi daha pek çok konuda çaba harcayan kimseler...

Kim de ahireti ister ve bir mü'min olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre şayandır. (İsra Suresi, 19)

Dikkat edilirse bütün bu sayıların hiçbirisi sadece sözle yerine getirilebilecek konular değildir. Yani insanın fiili bir çaba içinde olmadan, "ben çaba harcıyorum" demesinin bir anlamı olmaz. Ya da malını harcamadan, "ben malımı ihtiyaç olduğunda veririm" demesi yeterli olmaz. Bu nedenle "ben Müslümanım" demek belki iman etmenin ilk aşamasıdır, ancak gerçek iman ancak Allah'ın hükümlerini tümüyle yaşamakla mümkün olur. Kuran'da bu konu şöyle açıklanmıştır:

Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben Müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kimdir? (Fussilet Suresi, 33)

Kendisinin çok samimi olduğunu düşünüp Allah yolunda hiç gayret etmeyen, dini anlatmayan, sessizce köşesine çekilip diğer Müsüman’ların mücadelesini izleyenler var. Böyle kişiler ahrette hiç ummadıkları bir karşılık alabilirler. Bu yüzden her Müslüman gerçekten çok samimi olmalı, sadece ve sadece Allah için yaşamalıdır.

Kaynak: http://www.imanisiteler.com/

Yazılarımla birlikte çok farklı konularda hazırladığım çok güzel galerilerimi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Ayrıca http://blog.milliyet.com.tr/Arsiv.aspx?UyeNo=1589933&KategoriNo=66 sayfamda Kitap bölümüne açtığım kitapların hepsini ismini yazarak ücretsiz internetten okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder