4 Mayıs 2010 Salı

Allah inancı olan bilim adamı her keşfinde büyük bir hayranlık duyar



Yazılarımda her zaman söylüyorum, din ile bilim iç içedir. Din bilimi daima teşvik eder, araştırmayı, öğrenmeyi öğütler. Çünkü ancak sürekli araştıran bir insan kâinatta Allah’ın delillerini bulabilir. Her bulduğu delil onu başka bir delile ve uçsuz bucaksız bir dünyaya götürür. Zaten bu yüzden bilim adamları keşfettikleri her yeni buluşta daha yolun en başında olduklarını, daha keşfedilecek ve öğrenilecek binlerce detay olduğunu hissederler. Çünkü Allah sonsuz akıl sahibidir ve en küçük zerrede bile binlerce detay yaratarak sonsuz aklını tecelli ettirmiştir. Allah inancı olan bir bilim adamı her yeni keşfinde Allah’ın bu detayları ince ince hesaplandığını ve bunları kendisine buldurduğunu hisseder ve çok yoğun bir heyecan duyar. Ancak Allah’ın dilediği kadarını keşfedebileceğini de bilir.

Akıl ve vicdan sahibi bir bilim adamı her keşifte Allah’ın varlığının delillerini görür. Mesela gözün yapısını incelediğinde muazzam bir detayla karşılaşır. Gözdeki son derece kompleks yapıyı gördüğünde bunun hiçbir şekilde tesadüfler sonucunda oluşamayacağını anlar. Göz kırk tane organelin bir araya gelmesiyle oluşan bir organdır. Bu organellerin sadece bir tanesi olmasa göz çalışmaz. Bu da hepsinin aynı anda yaratıldığını gösterir. Göz hiçbir zaman evrimcilerin söylediği gibi uzun süreçler içinde mutasyonlarla oluşmamıştır, aniden ve kusursuz bir şekilde yaratılmıştır. Gözün çalışma sistemini gören ve inceleyen bir bilim adamının Allah’a olan hayranlığı da kat kat artacaktır. Aynı şekilde kalbi, beyni, böbrekleri, damarları inceleyen diğer bilim adamları da Allah’ın bu kadar detaylı ve mükemmel yaratışının karşısında hayranlıklarını ifade etmektedirler.

Kainatı inceleyen bilim adamları da birbirine geçmiş yüzlerce galaksi, ihtişamlı yıldızlar, karadelikler, süpernovalar ile karşılaşacaklar ve evren de milimetrik bir düzen olduğunu fark edeceklerdir. Uçsuz bucaksız uzayda da müthiş bir denge sağlanmış, her detay çok ince düşünülüp planlanmıştır. Bütün bunlar kuşkusuz sonsuz akıl sahibi olan Allah’a aittir. İnsan kendisine verilen son derece sınırlı bir akılla keşif yapmakta yalnızca kendisine izin verildiği kadarını görüp keşfedebilmektedir. Uzay, evren, kâinat daha insanın keşfedemediği ve belki de hiçbir zaman keşfedemeyecek olduğu milyonlarca sırla doludur.

Allah’a inanan bir bilim adamı sürekli bilimsel araştırmalar yapmak ve evrenin sırlarını keşfetmek için çok istekli olur. Çağımızın en büyük dehası olarak kabul edilen Albert Einstein bir yazısında iman eden bilim adamlarının dinden aldıkları bu ateşleyici gücü şöyle dile getirmiştir:

"Ben şunu iddia edebilirim ki, dini, kozmik yönden sezişler, bilimsel çalışmalarda çok daha kuvvetli hissedilmektedir. Şüphesiz ki bu duyguyu, bilimsel zihniyeti ile ilk kuranlar en kuvvetli sezmişlerdi. Evrenin yapısını, bilimsel ve akılcı bir şekilde anlamak, insana en derin iman duygusu verir. Yıllarca mesai sonunda kavradıkları evren anlayışı, Kepler ve Newton'a böyle derin duygular vermiştir.

Bilimsel araştırmaların yalnız pratik alanında kalanlar, bu konuda her zaman her yerde yanlış açıklamalara düşmüşlerdir. Ancak hayatlarını tamamen bilimsel araştırmalara vermiş olanlarındır ki, bu seziş ve ilham, kalplerine dolar ve ancak bu çapta adamlardır ki, binbir güçlüğe rağmen bu aramalarına devam ederler. Onlar bu kuvveti din duygusundan alırlar. Bir çağdaşımız pek doğru olarak şöyle demiştir: Bizim materyalist çağımızda en derin din duygusunu, pozitif bilim yolunun ilk arayıcıları sezmişlerdir."

Johannes Kepler Yaratıcı'nın eserlerindeki lezzeti tatmak için bilimle ilgilendiğini söylerken, tarihin en büyük bilim adamlarından biri olan Isaac Newton ise bilimsel araştırmalarını yapma çabasının ardındaki sebebin Allah'ı bulup tanımak isteği olduğunu ifade etmiştir.

Gerçek bir bilim adamı Allah'ın ihtişamla yarattığı kanunlardan ve olaylardan etkilenerek, daha fazlasını keşfetme isteği duyan kişidir. Her yeni keşif onu hep aynı noktaya getirir, her yolun sonu aynı kapıya çıkar. Bilim adamı her keşfin sonunda mutlaka Allah’ı bulur ve tüm kâinatın boş bir amaçla yaratılmadığını çok iyi kavrar…

Kaynak: http://www.imanedenbilimadamlari.com/

Yazılarımla birlikte çok farklı konularda hazırladığım çok güzel galerilerimi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Ayrıca http://blog.milliyet.com.tr/Arsiv.aspx?UyeNo=1589933&KategoriNo=66 sayfamda Kitap bölümüne açtığım kitapların hepsini ismini yazarak ücretsiz internetten okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder